FAUST İçerik:
Her şeyi aşmış ve artık öğrenecek hiç bir şeyi kalmadığına inanan Doktor Faust, yeryüzündeki sınırlı yaşamın acısından kurtulmak için ruhunu Mephisto'ya yani şeytana satar. Mephisto, bunun karşılığında Faust'u bilgi hastalığından kurtaracaktır. Oyunda bir cadının hazırladığı iksirle Faust'un gençleşmesi sağlanır. Artık genç ve yakışıklı bir adam olan Faust, Gretchen adında güzel bir kızla karşılaşıp ona aşık olur. Bu güzel kızın Faust'un tutkusundan kurtulmasının yolu yoktur artık.

Faust Oyunun Analizi, Aslıhan Göktuğ
'Faust Goethe'nin yarattığı şahane bir karakterdi evet ama onun tiyatroya uyarlanması da ancak bu kadar güzel olabilirdi... Öncelikle Haydar Zorlu'nun bu tempoyu kendini oyuna adamasından, solo performans sergilemesine rağmensahnenin her köşesini ve karesini kullanmasından dolayı yakaladığını düşünüyorum. Bunun yanı sıra karakterlerin belli sahnelerde toplu bir şekilde bulunmasına rağmen oyuncu rolleri seyirciye gerekli ölçüde yansıttı ve o yükü hissettirmedi...

Gerçekten acı çektiğini düşündüğüm Faust, istediğini yapmakta özgürdü. Gücü yetsin yetmesin zamanla tüm isteklerini Mephisto'nun yardımıyla yapmaya başlamış, adeta sınırsız bir özgürlük değneği elde etmişti... Mephisto Faust'u kandırırken bizde kandık onunla birlikte ve de ısrarla kanmak istedik. Çünkü Faust'u kendimize çok yakın hissettik ve aslında onu içimizde bir yerde bulduk...

Oyuncu, Mephisto'nun içinde var olan sonsuz öfkesini sesine, hareketlerine ve sahnedeki duruşuna bizden sakınmadan aktardı. Fakat öyle bir öfke aktarımıydı ki bu, seyirci gizliden gizliye Faust gibi Mephisto'ya kanmaya başladı. Mephisto'yu canlandırırken oyuncunun ellerini önünde çaprazlaması, üstüne düşen kırmızı ışık ve aksan değişikliği karakterin sırasını hiç karıştırmadan takip etmemizi sağladı. Aynı zamanda Zorlu'nun seyirciyi Mephisto'nun dünyasına alması, Mephisto'nun Faust'un odasına geldiğinde etrafa saldığı kükürt kokusunu ve etrafı toz duman etmesini hissettirdiği sahneleri takdire şayandı...

Anlaşılan Haydar Zorlu, Goethe ile ortak olmuş Mephisto'nun dünyası ile yaşadığımız dünya arasında ki zaman farkını oyunun içinde saklı tutmuştu. Bu durum oyunun sonunda bile bir fikri daha keşfetmemize neden oldu ve tempoyu artırdı. Bu analizi yapmaya çalışırken aynı zamanda şu cümle aklımda kendisini tekrarlayıp duruyor ve beni gülümsetiyor: "Tüm bu hisleri solo bir performans yaşattı bana!' 
>>

Türkiye'de Faust ilk kez Almanca 31 Mart 2009 tarihinde sahnelendi:

Almanya'da Faust ilk kez Türkçe 18 Mart 2010 tarihinde sahnelendi:


DON JUAN
İçerik: Don Juan, uşağı Leporello yu yanına alarak Roma ya gider ve orada İspanya Büyükelçisi Don Gusman ın kızı Donna Anna ya aşık olur. Donna Anna ise, Don Juan ı sevmesine rağmen, görünüşü kurtarmak adına aristokrat bir aileden olan Don Octavio ile evlenmeyi tercih eder. Aşk geçicidir, sadakat ebedi sözleriyle Don Juan`ı reddedince ortalık karışır.

Don Juan oyunun Analizi, Aslıhan Göktuğ 
>>

'Haydar Zorlu nun solo performans olarak gerçekleştirdiği Faust, seyircinin büyük ilgisini çekmişti ve dolayısıyla takip eden oyunu Don Juan Efsanesi üzerindeki beklentiyi arttırdı. Görünüşe göre Zorlu, Faust için kendini ne kadar adadıysa, aynı şekilde Don Juan Efsanesi ni yazarken de bu özenli emeğini eksik etmemişti.

Geçmişten günümüze birçok versiyon ile gösterime sunulan Don Juan adına, Zorlu sayesinde güçlü bir yorum daha eklendi. Sanat adına böylesine güçlü bir adımın Türkiye den atılmış olması gerçekten gurur vericidir. Zorlu nun bu yorumunu izleme fırsatı yakaladığınızda büyük bir ezber tabusunun yıkıldığını göreceksiniz. Türk tiyatrolarında tekrar ve ezbere dayanan senaryolara gözlerini kapatan Don Juan Efsanesi, seyirciye yeni bir bakış açısı katıyor. İşte benim için oyunun en önemli özelliği de aşılmaması gereken sınırları göz ardı etmeden yenilikçi bir tutum ile kurgulanmış olmasıdır. Yani Don Juan ın tüm gizli özelliklerinin diğer karakterlerdeki yankısını izlediğinizde, onun hakkında bildiğiniz yüzeysel aktarımlı varoluşsal özellikleri tekrar gözden geçirmeniz gerekebilir. Bizi yürüdüğü yolların doğruluğuna ikna etme iradesi sayesinde, kendi adıma, onun fazlasıyla güçlü bir karakter olduğunu düşünüyorum.

Leporello - Efendisi hakkında dışa vuramadığı sitemi, oyun sırasında Leporello’yu öyle hallere sokuyor ki, bu sahnelerde Don Juan efsanesinin dramı bir kırılma noktasına giriyor ve seyircilerin yüzünde küçük gülümsemelere neden oluyor. Leporello'nun başka bir özelliği daha vardır ki, kendini oyun esnasında usulca söylediği şu cümlesi ile açığa çıkarır: "Efendim, eğer mümkün olsaydı, ben de sizin gibi olurdum!"

Donna Anna - Oyuncu Burcu Ertürk Kılıç'ın performansı sayesinde, Donna Anna'nın içinde bulunduğu derin yangının üzerinde yarattığı etkiyi, seyirciye çok güzel yansıttığını düşünüyorum. Özellikle Don Juan ile dans ettiği sahnede her iki oyuncunun da beden dilinin zenginliği ile aşkı sunmaları çok hoş bir ambiyans yaratıyor.

Don Octavio - Don Juan nasıl aşkın en tutkulu haliyse, Don Octavio da insanın gözünü kırpmadan kendini teslim edebileceği güven ve sadakati barındıran bir karekter. Donna Anna'ya çocukluğundan beri aşık olan Don Octavio, Anna'nın babasının da gönlünü fethederek düğünlerinin gerçekleşeceği gün için sabırsızlanmaktadır.'

Oyuncu, Mephisto'nun içinde var olan sonsuz öfkesini sesine, hareketlerine ve sahnedeki duruşuna bizden sakınmadan aktardı. Fakat öyle bir öfke aktarımıydı ki bu, seyirci gizliden gizliye Faust gibi Mephisto'ya kanmaya başladı. Mephisto'yu canlandırırken oyuncunun ellerini önünde çaprazlaması, üstüne düşen kırmızı ışık ve aksan değişikliği karakterin sırasını hiç karıştırmadan takip etmemizi sağladı. Aynı zamanda Zorlu'nun seyirciyi Mephisto'nun dünyasına alması, Mephisto'nun Faust'un odasına geldiğinde etrafa saldığı kükürt kokusunu ve etrafı toz duman etmesini hissettirdiği sahneleri takdire şayandı.

Belirtmezsem olmaz:
İzleyicinin ilgisi gerçekten çok yüksekti. Her yer ''tıklım tıklım'' dı! Oyunculuk ve uyarlama çok başarılı ve oldukça yeterliydi... Peki gerçekte Faust'u FAUST yapan nedir? Tartışmaya daha açık bir eser bulamayız eminim. Neden diyorsanız şu yüzden...
>>

Hepimizin az çok bildiği bir hikâye bu

'Kendi içinde karmaşa yaşayan, ikilemlere düşen ve şeytanla anlaşma yapan doktorun iç çalkantılarını o kadar berrak aktarıyor ki izleyenlere; oyunun başından sonuna kadar bir an bile kopmadan Faust’un başına gelecekleri takip ediyor herkes...' 
>>

Muammer Karaca Tiyatrosu 2012

Büyülü mekanda büyülü oyun >>

"Kapadokya Meslek Yüksekokulunun organizasyonuyla Argos in Cappadocia`da sahneye konulan Faust adlı tek kişilik oyun, izleyicinin büyük beğenisini kazandı. Bezirhane’nin büyülü atmosferinde ünlü oyuncu Haydar Zorlu etkili performansı ile izleyenleri büyüledi. Oyunu Türkçeye çeviren ve oynayan Haydar Zorlu, bu dramada Faust, Mephisto ve Gretchen karakterlerinin yanı sıra dört karakteri daha canlandırdı. İzleyenleri 80 dakikalık bir tiyatro serüveninin içine sürükleyen Zorlu; sade anlatım, ses, mimik ve ışık oyunları ile oyunun seyrine keyif kattı." Kapadokya, 10.02.2011 >>

Goethe´nin en önemli çalışmasından sahneye uyarlanan oyun, Tiyatro Ti sahnesinde izleme olanağına eriştim.

"Oyun içinde oyun vardı. Metafizik düşüncesinin büyük düşünürü, okuyucusuna, izleyicisine bir şeyler sorar ve kafalarında soru oluşturmasına sağlar. Yazıldığı dönemin romantizmi vardır, konuşmalar ve anlamlar kelimelerin içinde saklıdır, o saklı olan ilk andaki algılayışın dışında başka anlamları barındırır. Anlamlar üzerine düşünüldüğünde derinliğini ele verir."

Galata Gazete12.12.2010 / İsmail Cem ÖZKAN
>>

Faust İstanbul’da
'Tanrısal, insani ve şeytani anlatımları barındıran oyunda Zorlu’nun, vücut dilini kullanımı da oldukça başarılı bir oyunculukla karşı karşıya olduğumuzu düşündürdü bize ki tek kişilik bir oyunda o fiziksel performans hiç eksilmedi. Çok az dekorun yer aldığı sahne de kah yerde süründü kah sahnenin tepesinden baktı kah eğildi kah büküldü... Siyah renkle kaplı sahneye ortasında bulunan kırmızı bir koltuk ve siyah panodan ibaret dekorun yanı sıra ışık oyunları da etkileyici bir hava katmış. Kostümleri de siyah olan oyuncunun içinden doğan ‘Faust’, izleyenleri 80 dakikalık bir tiyatro serüveninin içine sürükleyebildi.'

Evrensel, 24.11.2010 / Ayşen GÜVEN
>>

Faust Haydar’a alkış yağmuru
'Sinema, dizi film ve tiyatro oyuncusu Haydar Zorlu’nun, Almanya’nın Oberhausen Şehir Tiyatrosu’nda ilk kez Türkçe olarak sahnelediği Johann Wolfgang von Goethe’nin eseri Faust tiyatroseverden büyük ilgi gördü. İnsani, tanrısal ve şeytani çeşitlilikle dolup taşan oyun, siyah kostümlü oyuncunun içinden doğuyor ve seyirciyi 90 dakikalık tiyatro serüvenin içine sürüklüyor. Siyah renkle kaplı sahnenin ortasında bulunan kırmızı bir koltuk ve siyah panodan ibaret dekorda hızla değişen karakterler, ses, mimik,anlatım biçimi ve ışık oyunlarıyla muhteşem bir performans sergileyerek oyunun temposunu yükseltiyor. Oyun Oberhausen Şehir Tiyatrosu ‘Nihayet İstanbul - Endlich Istanbul’ adı altında mini bir festival çerçevesinde sahnelendi.' Hürriyet, 20 Mart 2010 / Erdinç ATA
>>

Haydar Zorlu, Goethe`nin Faust eserine yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Aktörün sunduğu tek kişilik oyun; insani, tanrısal ve şeytani çeşitlilikle dolup taşıyor.
Koelner Stadt-Anzeiger, 6 Nisan 2009 / Christine SIEFER
>>

Hızla değişen karakterler, tek kişilik oyunun temposunu yüksek tutuyor. Yönetmen Natalia Murariu, usta bir yalınlıkla altını çizerek karakterleri güçlendirmeyi başarıyor.
Koelner Illustrierte, 01.03.2009
>>

Oyunda sadece ses, mimik ve ifade biçiminin verdiği çeşitlilikle tüm karakterler siyah kostümlü oyuncunun içinden doğuyor. Haydar Zorlu`dan seyircinin ayakta alkışladığı büyük bir tiyatro şöleni.
Siegburger Wochenende, 11.04.2009 / Sabine GRIPP
>>

Natalia Murariu yönetiminde sahnelenen oyunda Haydar Zorlu, seyirciyi bir tiyatro serüveninin içine sürüklüyor. Tiyatro adına büyük bir akşam.
Solinger Tageblatt, 11.10.2009 / Christina BIERMANN
>>