KUVAYİ MİLLİYE DESTANI – FAUST – DON JUAN
Tiyatro sanatçısı Haydar Zorlu toplamı yaklaşık 5 saat süren bir üçleme (triloji) ile hem Cumhuriyetin kuruluşu ve modernleşme çağına, hem de Atatürk'ün şu sözlerine
ışık tutmaktadır. KUVAYİ MİLLİYE DESTANI ‘Ya istiklal, ya ölüm’ - FAUST ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ - DON JUAN ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ anlamına da gelmektedir.
Oyunda birinci bölüm Nazım Hikmet’in yazdığı KUVAYİ MİLLİYE DESTANI - ‘Ya istiklal, ya ölüm’ benzersiz bir varoluş mücadelesi sonucu kurulan Cumhuriyetin nasıl zor şartlarda kazanıldığını
anlatmaktadır. İkinci bölüm ise, 26 yıl süren üretim ve eğitim çabaları sonucu, Devlet Tiyatrosu'nun törenle açılışı ve dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan FAUST'un Ankara Büyük
Tiyatro'da oynanması, Cumhuriyetin kazanımlarının sembolik bir örneğidir.
Üçüncü bölüm DON JUAN ise bazen sanıldığı gibi bir zampara ile zamanımızı boş yere harcamak değildir. ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ bir karakter üzerine kurulu bir düşence
zinciridir.
Modern çağın Avrupa kültür tarihi iki mit veya efsane ortaya çıkarmıştır.
Biri sadece bedensel-duygusal haz için çabalayan Güney Avrupa, yani Akdeniz’in Don Juan’ı, diğeri ise bu tür ihtiyaçları aslında bir zaaf olarak reddeden ve dünyanın en derinlerinde neler varmış
kavramak isteyen Kuzey Avrupa’nın Faust’udur.
Bu her iki kahramanın, daha doğrusu iki rakip olan Faust ve Don Juan’ın birbirlerine benzemelerinin sebebi arzularında sınır tanımamalarıdır. Tüm baskılardan kendini
kurtarıp özgür olmaya çalışan Don Juan’ın peşinde koştuğu hayal onu ölüme götürür. Burada ölüm olgusu, kadınları baştan çıkarma eyleminden daha fazla varlığını hissettirmektedir. Don Juan, sonunun
ölüm olacağının farkında ve bedelinin ne olacağının bilincindedir. Hiçbir af ve merhamet istememesinin nedeni burada yatmaktadır.
Faust ve Don Juan Haydar Zorlu’nun kalemiyle bir çevirinin ötesinde Türkçe’ye kazandırılmış birer oyundur.
''21 Ekim Pazartesi Kadıköy Belediyesi Erenköy Gönüllüleri Kültür ve Sanat Komitesinin etkinliği, Caddebostan
Kültür Merkezi’nde Büyük şair Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı, işgal edilen tüm ülkelere ve ezilen haklara örnek olan Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın yalın ve bir o kadar içten anlatıldığı
tiyatro oyunu çoşkuyla hayranlıkla izlendi. İlhan Tonger’in özgün müzikleri, Ali Ulusoy’un trombonu, Hande Ulusoy’un replikleri ve Tiyatro Sanatçısı Haydar Zorlu’nun muhteşem oyun gücü izleyiciler
tarafından alkışlandı. Erenköy Gönüllüleri Başkanı Necla Yılmaz Karaman plaket ve teşekkür belgesi takdiminden sonra izleyicilerle hoş sohbet edildi. Fotoğraf çekildi.'
Erenköy Gönüllüleri
''Muhteşem bir oyun seyrettik.Oyun değil gerçekti aslında. Kuvayı Milliye ruhuyla coşkulu seyirci ve şahane oyunculuk enfes müzik eşliğinde...
Final Nazım Hikmet 'leydi .Başka ne olabilirdi zaten.?
Teşekkürler emeği geçen herkese teşekkürler ERENKÖY Gönüllü Evi .
Başkanımız Necla Karaman 'ın başarılarının devamını diliyorum.'
Olcay Demircioğlu
‘Faust’ İzmir’de
Dünya Edebiyatı’nın vazgeçilmezi GOETHE’nin 50 yıldan fazla üzerinde çalışıp yazdığı FAUST, Şirince Şiirce Geceleri kapsamında 9 Eylül akşamı Haydar Zorlu’nun eşsiz uyarlaması ve oyunculuğu ile
Sanatbahçem Şirince’de...
https://veryansintv.com/
KUVAYİ MİLLİYE DESTANI
Yazan: Nazım Hikmet
Uyarlayan ve Yöneten: Haydar Zorlu
Müzik/Piyano: İlhan Tonger
Oynayan: Haydar Zorlu
Koordinasyon: Erkan Yücel Kültür Merkezi, Kadıköy
Hande Ulusoy, Ali Ulusoy
Teknik: Mustafa Ayvacık
(Tek Perde - 60 Dakika)
Biletler
ERKAN YÜCEL KÜLTÜR MERKEZİ T. 0216-449 28 36
https://www.aydinlik.com.tr/cumhuriyet-bayrami-nda-sirince-de-kuvvayi-milliye-destani-kultur-sanat-ekim-2018-1
Tiyatro sanatçısı Haydar Zorlu, Cumhuriyet Bayramı’nda büyük şairimiz Nazım Hikmet’in Kuvvayi Milliye Destanı’nı, İzmir/Selçuk Şirince
köyünde zeytin tarlaları arasında kendi yaptığı amfi tiyatroda oynadı.
Zorlu oyuna ilişkin şöyle konuştu: ‘Mücella Kantaroğlu ile 2012 yılında İstanbul’da kurduğumuz ilk Türk ve Alman Tiyatrosu Sanat Odası / KunstRaum olarak Şirince’nin yakınında Karıncalı Yokuş
mevkiinde bulunan zeytinliğimizde, Nazım Hikmet’in yazdığı Kuvvayi Milliye Destanı ile seyircinin karşısındayız. Dört yıl boyunca zeytin, zeytinyağı ve incir ürettiğimiz araziye elektrik, su ve yol
getirerek üretimi güçlendirdik. Sonra kalacağımız bir bakıcı evi ve küçük bir amfi tiyatro inşa ettik. Bugün burada Cumhuriyetimizin 95. yılını kutlarken çok yakınımızda bulunan Efes Antik
tiyatrosuna, binlerce yıl öncesine selam gönderiyoruz.
2 bin 500 yıl önce de yaşanmış olduğu gibi biz Efesliler ve misafirlerimiz amfi tiyatrodan denize bakarak güneşin batımını izleyerek
tiyatro oyununa geçiyoruz. Fakat bu sefer bu topraklarda yaşanmış ve sonra büyük şairimiz tarafından yazıya dökülmüş bir destanı seyirciye sunuyoruz.’
İZMİR MARŞI’YLA SONLANDI
Oyunun müzikleri Erkan Yücel Kültür Merkezi (EKM) Başkanı, sanatçı İlhan Tonger tarafından yapıldı. Tonger’e, EKM öğretmenlerinden Simge Saktaş kemanıyla eşlik etti. Oyunu izlemeye, Görev Vakfı Başkan Yardımcısı, Ulusal Kanal Genel Yayın Koordinatörü, Basın Yüksek Konseyi üyesi Yalçın Büyükdağlı, eşi Mehpare Büyükdağlı , besteci ve müzik eğitimcisi Mustafa Polat, Almanya’dan eski Verdi Sendika Başkan yardımcısı Margaret Mönig-Raane, Şirince ve Selatin köylüleri, İzmir’den, Karaburun’dan, civardaki köylerden ve ilçelerden çoşkulu bir izleyici kitlesi geldi.
Oyun, katılımcıların alkışları ve hep birlikte İzmir Marşı’nı söylemesiyle sona erdi. Aydınlık 31.10.2018
Muammer Karaca Tiyatrosu'nda FAUST
'55 yıl boyunca burada sahneye çıkan birbirinden önemli isimleri ağırlamasıyla bilinen Muammer Karaca Tiyatrosu’nun çürümeye terk edilişi ilk kez belgelendi.
Kurulduğu günden bu yana İstanbul’un ve Türkiye tiyatrosunun lider mekanlarından biri olmuş; yalnızca yapı olarak değil, aynı zamanda 55 yıl boyunca burada sahneye çıkan birbirinden önemli isimleri
ağırlamasıyla bilinen Muammer Karaca Tiyatrosu’nun çürümeye terk edilişi ilk kez belgelendi...'
OdaTV'nin haberi >>
'İstanbul sahnelerinde “Faust”
Ünlü Goethe’nin ünlü “Faust”’unu
80 dakikaya uyarlayarak çeviren ve tek kişi olarak sahneleyen Haydar Zorlu’yu
26 Haziran akşamı Muammer Karaca Tiyatrosu’nda seyrettim. Goethe’nin şiirindeki müzikaliteyi vermek için giriş tiradını Almanca olarak verdi. Metni anlamanın lüzumu yoktur, sadece yazarın orijinal
dilindeki ve şiirindeki usta müzikaliteye dikkat etmek gerekir. Haydar Zorlu, Almanya’da büyüyen gençlerden ve bu dili iyi biliyor. Türkçe de sergilemesi ise plastik yönden bir ustalıktı. Salonun
dolu olması, klasik tiyatroya ve Goethe’ye duyulan bu ilgi bence çok sevindirici. Doğu Anadolu’dan çıkan bir gencin Almanya’da gördüğü dilbilim ve tiyatro eğitimi ile başarılı bir tiyatro sergilemesi
de tebrike şayan.'
Prof. Dr. İlber Ortaylı -
Milliyet >>
Goethe´nin en önemli çalışmasından sahneye uyarlanan oyun, Tiyatro Ti sahnesinde izleme olanağına eriştim.
'Oyun içinde oyun vardı. Metafizik düşüncesinin büyük düşünürü, okuyucusuna, izleyicisine bir şeyler sorar ve kafalarında soru oluşturmasına sağlar. Yazıldığı dönemin romantizmi vardır, konuşmalar ve
anlamlar kelimelerin içinde saklıdır, o saklı olan ilk andaki algılayışın dışında başka anlamları barındırır. Anlamlar üzerine düşünüldüğünde derinliğini ele verir.'
Galata Gazete12.12.2010 / İsmail Cem ÖZKAN >>
Faust İstanbul’da
'Tanrısal, insani ve şeytani anlatımları barındıran oyunda Zorlu’nun, vücut dilini kullanımı da oldukça başarılı bir oyunculukla karşı karşıya olduğumuzu düşündürdü bize ki tek kişilik bir oyunda o
fiziksel performans hiç eksilmedi. Çok az dekorun yer aldığı sahne de kah yerde süründü kah sahnenin tepesinden baktı kah eğildi kah büküldü... Siyah renkle kaplı sahneye ortasında bulunan kırmızı
bir koltuk ve siyah panodan ibaret dekorun yanı sıra ışık oyunları da etkileyici bir hava katmış. Kostümleri de siyah olan oyuncunun içinden doğan ‘Faust’, izleyenleri 80 dakikalık bir tiyatro
serüveninin içine sürükleyebildi.' Evrensel, 24.11.2010 / Ayşen GÜVEN >>
Faust Haydar’a alkış yağmuru
'Sinema, dizi film ve tiyatro oyuncusu Haydar Zorlu’nun, Almanya’nın Oberhausen Şehir Tiyatrosu’nda ilk kez Türkçe olarak sahnelediği Johann Wolfgang von Goethe’nin eseri Faust tiyatroseverden büyük
ilgi gördü. İnsani, tanrısal ve şeytani çeşitlilikle dolup taşan oyun, siyah kostümlü oyuncunun içinden doğuyor ve seyirciyi 90 dakikalık tiyatro serüvenin içine sürüklüyor. Siyah renkle kaplı
sahnenin ortasında bulunan kırmızı bir koltuk ve siyah panodan ibaret dekorda hızla değişen karakterler, ses, mimik,anlatım biçimi ve ışık oyunlarıyla muhteşem bir performans sergileyerek oyunun
temposunu yükseltiyor. Oyun Oberhausen Şehir Tiyatrosu ‘Nihayet İstanbul - Endlich Istanbul’ adı altında mini bir festival çerçevesinde sahnelendi.' Hürriyet, 20 Mart 2010 / Erdinç
ATA >>
Haydar Zorlu, Goethe`nin Faust eserine yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Aktörün sunduğu tek kişilik oyun; insani, tanrısal ve şeytani çeşitlilikle dolup taşıyor.
Koelner Stadt-Anzeiger, 6 Nisan 2009 / Christine SIEFER >>
Hızla değişen karakterler, tek kişilik oyunun temposunu yüksek tutuyor. Yönetmen Natalia Murariu, usta bir yalınlıkla altını çizerek karakterleri güçlendirmeyi
başarıyor. Koelner Illustrierte, 01.03.2009 >>
Oyunda sadece ses, mimik ve ifade biçiminin verdiği çeşitlilikle tüm karakterler siyah kostümlü oyuncunun içinden doğuyor. Haydar Zorlu`dan seyircinin ayakta alkışladığı
büyük bir tiyatro şöleni. Siegburger Wochenende, 11.04.2009 / Sabine GRIPP >>
Natalia Murariu yönetiminde sahnelenen oyunda Haydar Zorlu, seyirciyi bir tiyatro serüveninin içine sürüklüyor. Tiyatro adına büyük bir akşam.
Solinger Tageblatt, 11.10.2009 / Christina BIERMANN >>
Tiyatro sanatçısı Haydar Zorlu
Iki büyük eserden oluşan 'Kuvayi Milliye ve Faust' adlı oyunuyla hem Cumhuriyetin modernleşme çağına, hem de Atatürk'ün 'Ya istiklal, ya ölüm' ve 'Hayatta en hakiki
mürşit ilimdir' sözlerine ışık tutmaktadır.
Nazım Hikmet'in yazdığı "Kuvayi Milliye Destanı", işgal edilen tüm ülkelere ve ezilen halklara örnek olan ulusal kurtuluş
savaşımızın anlatıldığı, edebi değeri en yüksek ve önemli eserlerden biridir. İstiklal savaşı sonucu 29 Ekim 1923 de kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet
Tiyatrosu Muhsin Ertuğrul'un yönetiminde
1 Ekim 1949 akşamı Ankara'nın Büyük Tiyatro'sunda ünlü Alman yazarı Johann Wolfgang von Goethe'nin 'Faust' adlı oyunuyla açıldı.
Oyunda birinci bölüm benzersiz bir varoluş mücadelesi sonucu kurulan Cumhuriyetin nasıl zor şartlarda kazanıldığını anlatmaktadır. İkinci bölüm ise, 26 yıl süren üretim ve eğitim çabaları sonucu, Devlet Tiyatrosu'nun törenle açılışı ve dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Faust'un Ankara Büyük Tiyatro'da oynanması, Cumhuriyetin kazanımlarının sembolik bir örneğidir.
Berlin`de Kuvayı Milliye ve Faust!
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 19 Mayıs 2017
Cuma, Saat 20.00 Berlin Tiyatrom'da www.tiyatrom.de
Düzenleyen: Ulusal Kanal Gönüllüleri
Destekleyen: Olcay Başağmez Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Berlin Başkanı - Beyhan Yıldırım, Aydınlık Avrupa Temsilcisi, Vatan Partisi Avrupa Temsilcisi -
Tunay Kuru, Türkiye Gençlik Birliği Berlin Başkanı - Serap Mamati, ADD Berlin Sekreteri - Ayla Bütüner, ADD Berlin, Ulusal Kanal Berlin Gönüllüleri - Yekta
Arman, Tiyatrom Müdürü - Kazım Aydın, Almanya Veliler Birliği Onursal Başkanı - Volkan Uzunöner, Berlinli Tiyatro Sanatçısı - Okay Foçalı, Yeminli Tercüman - Orhan
Önaldı, ha-ber.com sitesi - Hüseyin İşlek, Merhaba Dergisi
Bu renkli yansımada yaşamı buluruz.
Bir zamanlar ilk bulanık bakışlarıma görünmüş olan siz,
Tanımlayamadığım şahıslar, yeniden yaklaşıyorsunuz bana.
Bu kez sizi tutmayı denesem mi acaba?
Yüreğim o eski çılgınlığına yönelsin mi?
Sis ve dumanlar içinden yükselerek
Etrafımı sarıp başıma yığılıyorsunuz!
Peki, o halde hükmedin!
Beni çevreleyen büyülü soluğunuz tıpkı
Gençlik yıllarımda olduğu gibi gönlümü titretiyor.
Birlikte getirdiğiniz sevinçli günlerin görüntüleri yanı sıra
Bazı hoş gölgeler belirgin hale geliyor.
Eski ve yarı unutulmuş bir masalmış gibi
İlk sevginin ve ilk dostluğun izleri gözlerimde canlanıyor.
Acılar yenileniyor, şikayetler tekrarlanıyor.
Hayatın içinden çıkılmaz dolambaçlı akışı...
Benden önce ölmüş, güzel saatlerin mutluluk düşlerine
Tanık olmuş o iyi insanların adları anılıyor.
İlk şarkılarımı dinlemiş olan o ruhlar
Birazdan söyleyeceklerimi duymuyorlar artık.
Yok olup gitti o eski dost topluluğu ve ne acı ki, ah!
Uzaklaşarak kayboldu o ilk şarkımın yankısı.
Alkışları bile beni korkutan,
Tanımadığım bir topluluğa söyleniyor şarkım.
Ne var ki, şarkımın hala yaşıyor olması,
Yolunu şaşırarak dünyaya yayılması keyif veriyor.
Çoktandır unutmuş olduğum bir özleyiş uyanıyor içimde.
O sessiz ve ciddi ruhlar alemine gitmenin zamanı geldi:
Fısıltılı şarkımın belirsiz seslerle havada yayılmasıyla,
Bedenim titriyor!
Gözyaşlarımın akışını durduramıyorum.
Acımasız yüreğim, katı değil! Yumuşak!
Sahip olduğum şeylerin nasıl uzaklaştığını görüyorum,
Kaybolmuş şeylerin ise yanı başımda birer gerçek olduğunu.